8 Ocak 2008 Salı

Mach mich nicht an Ali ve Taksim

Ahmet Altan bundan yillar evvel yazmis nasil bir seydir Turk olmak,bazen gurur kaynagi olabildigi gibi bazen de insani utandirabilmekte,garip bir sey Turk olmak,dunyanin geri kalanindan farkli olmak demek;
dünyanın, en tehlikeli eğlencesi Türk olmaktır.burada hayatın bizzat kendisi bile hayata şaşar.Altmış milyonluk bir bungee-jumping’dir hayat.Bir beton zemine doğru milyonlarca insan süratle düşeriz.Tam çarpacağımız zaman, kim olduğunu kimsenin bilmediği bir güç, ucunda sallandığımız lastik halatı çekiverir ve biz yukarlara sıçrarız.Padişahımızın ırzına geçer, başbakanımızı asar, genelkurmay başkanımızı hapseder, gençlerimizi idam sehpalarına gönderir sonra da en güzel aşk şiirlerini yazarız.Hep aptallığımızdan yakınır sonra da dünyanın en akıllısı IMF’yi tam on yedi kere dolandırırız. Paralarını bize nasıl kaptırdıklarını anlamazlar bile.Aptallıktan sıkıldığımızda zekamızla övünür ve bin senedir her yaz mevsiminde damlarda yatar ve oradan düşerek ölürüz.Yağmur yağdığında ülkenin en büyük kentinin işlek bir caddesinde boğulan yeryüzündeki tek insan Türktür.Yeryüzünde kendine kanat yapıp uçan ilk insan da Türktür ama...devleti kutsal ilan eder sonra da devleti soyarız.“Köylü efendimizdir” der köylüleri döveriz.Dünyada hiçbir devletin tanımadığı bir devleti kurma başarısını gösterebilmiş olanlar Türklerdir.“Yurtta sulh, cihanda sulh” diyerek bütün komşularıyla düşman olan da biziz.“Ulusal onuru” bu kadar değerli “ulusal parası” bu kadar değersiz başka bir ülke bulmak çok zordur.Sürekli olarak birbirini kazıklayanlar Türklerdir.Bir büyük deprem olduğunda çoluk çocuk, zengin fakir el birliğiyle yardıma koşup, evdeki iki battaniyeden birini depremzedelere bağışlayanlar da Türklerdir.Kırk sekiz yıl boyunca dünya futbol şampiyonasının kapısından bile geçemedikten sonra ilk katıldığı şampiyonada dünya üçüncüsü olmayı Türkler başarır.“Ata sporu” güreşte en olmadık ülkelere yenilen, güreşten hiç anlamayan Amerikalı güreşçilerle güreşirken kolunu bacağını kırdıranlar da Türklerdir.Her konuda fikrimizi söylemeye bayılır ama hiçbir fikrimize inanmayız.Hiçbir filozofumuz yoktur ama ne olduğunu kimsenin bilmediği bir hayat felsemiz vardır.Dünyanın en ünlü suikastçısı, papayı vuran bir Türktür.Papayı binlerce insanın arasında vurup kabak gibi yakalanan en salak suikastçı da Türktür.Katillerin “ulusal kahraman”, şairlerin “vatan haini” olduğu tek ülke Türkiye’dir.Müslüman olanlardan sürekli kuşkulanır ama müslüman olmayan vatandaşlarımıza devlette tek bir görev bile vermeyiz.Bütün askeri darbeleri alkışlar ve ilk seçimde darbecilerin kızdıklarına oy veririz.Tek bir anlaşmada neredeyse beş milyon kilometre kare toprak kaybedip, bu anlaşmanın en akıllı anlaşma olduğuna inananlar da Türklerdir.Savaşta kendi gemisini yedi saat boyunca bombalayanlar Türklerdir.Uçağı arızalandığında başkalarına bir zarar gelmesin diye o uçağı son ana kadar terketmeyip ölenler de Türklerdir.Yabancılardan sürekli kuşkulanıp ne kadar yabancı örgüt varsa hepsine girmeye çalışanlar Türklerdir.Girmeye çalıştıkları örgütlerin kurallarının aslında Türkiye’yi bölmek için hazırlandığına da sadece Türkler inanır.Yıllarca, Avrupa Birliğine girmemizi sağlayacak yasalardan hiçbirini çıkartamayıp, bir gecede başkalarının on yılda geçirebileceğinden daha fazla yasa geçiririz.Omründe hiç trapez yapmamış altmış milyon insanın trapez yapmasıdır hayat burada.Bütün dünya, şaşkınlıkla bakarak düşmemizi beklerken biz düşmeyiz.biz Türküz.Ya oynar ya ağlarız.Dünyanın en tehlikeli eğlencesidir Türk olmak.ve, biz korkuyla eğleniriz.



Bugun geldigimiz noktada da cok fazla bir sey degismedi Turkiye'de,hayat hala burada iki uclu yasanmakta,butun namussuzluklari yapariz,ama bize bir namussuzluk yapildiginda ise cinayet isleriz.Iste boyle bir sey Turk olmak,ister Turkiye'de ister Almanya'da.


Almanya'da asiri sagci bir parti olan Republikaner'in baslatmis oldugu propaganda da Mach mich nicht an Ali yani Ali bana sulanma denmekte ve Turk erkeklerinin Alman kizlarina surekli olarak tacizde bulundugu soylenmekte.Ilk basta cok buyuk tepki cekmesi son derece beklenen fasizan bir propaganda,fakat Taksim'de her sene sanki bir gelenekmiscesine yasanan olaylardan sonra insan "acaba o kadar da haksiz degiller mi" diyor.



Taksim'de toplu halde yuruyus yapsaniz aninda durdurulursunuz,polis sizi cevirir,fakat her ne hikmetse her sene yasanan bu rezalette polis yine etkisiz kaldi,hatta oyle ki tacizden kacan kizlar eczaneye,pastaneye,taksiciye sigindilar,cunku disarida onlari adeta parcalamak icin bekleyen yuzlerce insan(!) salyalarini akitarak bekliyordu.Olaylardan sonra bir kac gostermelik tutuklama gerceklesti,gerceklesti de 57 ytl'lik bir bedelle serbest kalabildi bu insanlar.57 ytl'yi bastiran istedigi insani taciz edebilme hakkina sahipmis meger,biz bunu ogrendik.Ogrendigimiz baska bir sey varsa o da toplum olarak geri kalmisligimizin sinirlarinin olmadigidir.Millet olarak empati yoksunuyuz,birisi bizim yanimizdaki kiza baksa dahi kavga cikarabiliriz,birisi bu yasananlarin %1'ini yakinimizdakilere yapsa cinayet isleyebiliriz,ama yine biz kameralara gulerek bu rezaleti de yapabiliriz.Son sozu Yilmaz Ozdil koysun istiyorum;

Taksim’e dönersek...Bakıyorum o güruha...Terör örgütü "bomba koymasın" diye o kadar çaba harcamasa mıydık acaba?Ölü sayısı çok olurdu ama..."Kaybımız" pek olmazdı galiba.

1 yorum:

Keefain dedi ki...

Türk deyince batılı barbarı, asyalı korkuyu, ortadoğulusu gücü ve bazen kardeşliği ve türk ise ezikliği görüyor.
Bu tip olaylarda her zaman genellemeler ile karşılaşıyoruz. Neden biz kendimizi bu kadar aşağılıyoruz ve asıl önemlisi neden kendimizi bu kadar ezdiriyoruz.
Hiçbirşey yapmayarak birşey yaptığımızı zannetmemiz yerine asıl yapmamız gereken o kişileri bu işi tüm dünya basını önünde yaptıkları için ek olarak yaptıklarına pişman etmekti.
Bunun bir ek cezası falan olmalı bence; örneğin millet imajına zarar vermek alacağı cezayı katlamalı, arkadaşları arasında belki de iddiaya girmiş ve sırf yaptıkları yüzünden cesur gözüyle bakılan bir kişiye 57 milyon koyar mı acaba düşünmek lazım.